Kayıp Gül'ün arka kapağında Serdar Özkan'ı Richard Bach ile kıyaslayan sözcükleri okuduğumda teşbihin abartıldığını düşünmüştüm. Hipnozcu'yu okuyunca haksızlık ettiğime karar verdim. Tarzları gerçekten benziyor. İkisinde de edebi nitelikler geri planda , hayata dair vermek istedikleri mesajlar var , özellikle Bach bu konuda didaktik bir üslupta bile denebilir.
Bazı bölümlerde sözcükler arasında kasıtlı olarak bırakılan boşluklar, telkin cümleleri ve önermeler Bach'ın bir tür kitlesel hipnoz / dehipnoz denemesi yaptığını düşündürdü. Genel söyleminin aslında Secret ya da çekimyasası denilen önermeden fazlaca farkı yok . Yine de düşüncenin gücünü hipnoz ile kanıtlaması konuya değişik bir perspektif katıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder