19 Mayıs 2011 Perşembe

Kukla - Ahmet Ümit

“ Hiç kimse yaşam yolculuğunda başından sonuna kadar tutarlı kalamaz . tutarsızlık tıpkı ölmek gibi yazgımızda vardır . Olmasaydı yaşam da , siz de çok sıkıcı olurdunuz “

“Yaşam kaybetmeyi öğrenmektir.

..

Artık mutluluğu yakaladığımızı sanarız.Şansı yolunda gidenler belkide mutluluğu yakalar ama kısa süreliğine.Çok geçmeden koca bir kamyonun küçük bir çocuğun bisikletini çiğneyip geçmesi gibi gerçek dünya,düşlerimizi parçalayıp verir elimize.Bu serüvenden bize düşen ise dokunduğumuzda içten içe sızlayan bir yara gibi onun anısını sonsuza kadar yüreğimizin en derin yerinde saklamaktır



Yaşam bir yandan alırken bir yandan da vermektedir, diye düşünerek kurnaz bir tüccar gibi kandırırız kendimizi.Oysa o gözü pek yol arkadaşı,o deli gençlik,bedenimizdeki gücü,tazeliği,ruhlarımızdaki sert fırtınaları toparlayıp çoktan terk etmiştir bizi.

Ama tuhaftır kaybedeceğimizi bilsek de yinede yaşamayı sürdürürüz.Çünkü hiç bir yerde yazılı olmayan o büyük büyülü yasa böyle demiştir.Çoğumuz kaybettiğimizin farkına bile varmayız.Her gün biraz daha azala azala yanmakta olan mum gibi tükeniriz.Bazılarımızsa bu acı gerçeği fark eder. Fark edenlerden bir kısmı kaybetmeye dayanamaz.Oyunda yenildiklerini anlayınca mızıkçılık yapan çocuklar gibi ,hem kendisinin hem de çevresindekilerin günlerini cehenneme çevirip,mutsuzluk denizinde ağır ağır boğulup gider.Diğerleri ise bir gün yok olacaklarından emin,oldukları halden heyecanlarından, ne umutlarından, nede sevinçlerinden vazgeçerler.Sonunda başlarına neler geleceğini bile bile ölümle sınırlı bir maceranın her evresini,her anını merak eder,bir çocuk gibi şaşarak ve hayretler içinde kalarak yaşalar.Onlar yaşamı asla mutluluğa indirgemezler.Çünkü mutluluğa indirgenmiş bir yaşam,yoksul geçirilmiş bir ömürdür.Yaşamı mutluluğa indirgeyenler de ruhsal açıdan yoksul kimselerdir,bu yüzden yaşama katlanabilme yeteneğini geliştirmişlerdir”

“ Yaşamın kendi mantığı vardır , ne yazık ki o mantık isteklerimizi dikkate pek almaz “

“ Kendi karanlığını tanımayan insan kendini de tanımaz “

“ Bir ben vardır bende benden içeri. O ben dediği sadece ışık mıdır, iyilik midir sanıyorsun ? O ben aynı zamanda karanlıktır, kötülüktür . Karanlığı tanımazsan, kötülüğü bilmezsen nasıl iyi olursun ? “

“Arkadaşlık açıklanması zor bir ilişkidir; iyi arkadaşlıktan söz ediyorum ama, sahte olmayanından, yalansızından. Duygularla, alışkanlıklarla, masumiyetle ilgili birşey gibi geliyor arkadaşlık bana. Nitelikleri iyi diye bir insanı arkadaş olarak seçemezsiniz. Her zaman kazançlı çıkabileceğiniz bir alışveriş değildir arkadaşlık. Öyle arkadaşlıklar vardır ki devam etmesi için belki sürekli kaybetmeniz gerekir. Bu kaybedişin verdiği anlam, bazen kazanacaklarınızdan daha doyurucu olabilir. Davranış bilimciler ne derse desin, bence arkadaşlık… uygun sözcüğü bulmakta zorlanıyorum. Bence arkadaşlık sadece arkadaşlıktır. Birini görmek size iyi geliyorsa, onu dinlemekten, ona anlatmaktan hoşlanıyorsanız, çirkinliği, aptallıkları onu küçümsemenize yol açmıyorsa, güzelliği, zekası bir parça sizi kıskandırsa da gurur duymanızı sağlıyorsa, onunla abuk sabuk konular hakkında bile sohbet etmek sizi rahatlatıyorsa, onu arama gereği duyuyorsanız, onu düşündüğünüzde yüzünüze rahat, geniş bir gülümseme yayılıyorsa sorun kalmamıştır, o kişi arkadaşınızdır. Onun zeki, aptal, iyi, yetenekli, kötü, zalim, kaba, nazik, güzel, çirkin, ünlü olmasının hiçbir önemi yoktur. Arkadaşlık bütün bu niteliklerin üstündedir çünkü. Yeter ki masumiyet yok olmasın. Evet, bu meselede masumiyetin önemli olduğunu düşünüyorum; çünkü arkadaşlık iki kişinin birbirini etkileyerek çocuklaşabilme yeteneğidir. “

Kazanan yalnızdır - Paulo Coelho

Paulo Coelho'dan ilk kez polisiye tarzı ..

Alıntılar ;

"Tanrı dünyayı altı günde yaratmış, ama dünya dediğimiz nedir ki ? Senin , benim , gördüğümüz şey . Ne zaman biri ölse , onunla birlikte evrenin bir parçası da ölür . İnsanların hissettiği , yaşadığı ve gördüğü şeyler de onlarla birlikte ölür ; tıpkı yağmurla birlikte akan gözyaşları gibi. "

"Hayat bazen insanları birbirleri için ne çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır . "

"Normal bize kim olduğumuzu ve ne istediğimizi unutturan her şeydir , böylece üretmek , yeniden üretmek ve para kazanmak için çalışabiliriz. "

" Ruhunu arındırmaya ihtiyacı vardı , o yüzden de ona her zaman yol göstermiş olan dört güce başvurdu : sevgi, ölüm, güç ve zaman . "

"Doğru yol her zaman başkalarının karşı olduğu yoldur "

"Hepimiz yüce ruhun bir parçasıyız. Yaratılışımızda bir amaç var , bu amacın adı da aşk . Gelgelelim bu aşk tek kişiye yöneltilmemeli , dünyanın her yanına dağılmalı ve keşfedilmeyi beklemeli . Bu aşka uyan . Giden geri dönemez. Gelmekte olanın da kabul edilmesi gerek. "

" Sıradan insanlar güç sahibi olanları kıskanıyorlar ve hayatın tadını başkalarının çıkarması onlara acı veriyor . Kimsenin hayatın tadını çıkaramadığından , herkesin kendini güvensiz ve endişeli hissettiğinden , mücevherlerin , arabaların ve şişkin cüzdanların büyük bir aşağılık kompleksini örtbas etmeye çalıştığından haberleri bile yok . "

3 Mayıs 2011 Salı

Beşinci Dağ - Paulo Coelho

" Tanrı her şeyi yapabilir. Yalnızca bizim iyi olarak nitelendirdiğimiz şeyleri yapsaydı , O'nun her şeye kadir olduğunu söyleyemezdik ; o durumda evrenin yalnızca bir bölümüne egemen olurdu ve O'ndan daha güçlü , O'nu gözetleyen ve yaptıklarını yargılayan bir başka varlık daha olurdu . Böyle olunca da ben daha güçlü olan o başka varlığa tapınırdım. " ( Levili )

" Tanrı'nın gücü sonsuzdur . O her şeyi yapabilir , O'na hiç bir yasak yoktur . ..Bununla birlikte O, gücünü yalnızca iyilik için kullanmaya karar verdi. Kendi öykümüzü sonuna kadar yaşayabilirsek , iyiliğin çok kez kötülük görünümüne büründüğünü , ama iyilik olarak kalmayı sürdürdüğünü ve bunun , Tanrı'nın insanlar için yarattığının bir parçası olduğunu öğreneceğiz. " ( İlyas )

"Dereler ve bitkiler gibi , ruhlar da bir başka yağmura gereksinim duyar ; umut, inanç, yaşama amacı . Bunlar olmazsa beden yaşamayı sürdürse bile ruh ölür. "

" Özgürlük işte bu : kalbinin istediği şeyi hissetmek ve bunu başkalarının düşüncelerine bağlı kalmadan yapmak. "

" Şu sıralarda insanların çoğu yaşama sırtını döndü . Canları sıkılmıyor, ağlamıyorlar , zamanın geçmesini beklemekle yetiniyorlar. Yaşamın meydan okumalarını kabullenmiyorlar , yaşam da onlara meydan okumuyor artık. Senin için de aynı tehlike söz konusu . Tepki ver, yaşamını göğüsle, ama onu reddetme. "

" Hiç seçim yapmayan kişi Tanrı'nın gözünde ölü sayılır. Soluk almayı, sokaklarda yürümeyi sürdürse de. Ayrıca, ölüm yoktur. Sonsuzluk her ruhu bağrına basar ve bu ruhların her biri üzerine düşen görevi yerine getirmeyi sürdürür. Güneşin altında var olan her şeyin bir var oluş nedeni vardır. "

" Yaşamımın anlamı , benim ona vermek istediğim anlamdı yalnızca ... " ( Dul kadın )

" Bir yaşamı yeniden kurmak zor değildir , bunun için eskiden olduğumuz kadar güçlü olduğumuzun bilincine varmak ve bu bilinci kendi avantajımıza kullanmak yeterli.
..
Yaşamı biçimlendiren bizim onun karşısında aldığımız tutumlardır. Ve öyle şeyler vardır ki Tanrı bizi onları yaşamaya zorunlu kılar . O zorunluluklardan kaçmak için gösterdiğimiz çabalar hiç bir işe yaramaz " ( Çoban )

" Bir çocuğun bir erişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır ; nedensiz yere mutlu olmak , her zaman meşgul olabileceği bir şey bulmak ve elde etmek istediği şeyi - var gücü ile - dayatmak . "

" Uzun süre önce Yakup peygamber, kampını kurup kabilesini yerleştirdiğinde , o gece çadırına biri girdi ve onunla gün doğuncaya kadar boğuştu . Yakup, karşısındaki rakibin Rab olduğunu bildiği halde bu boğuşmayı kabul etti . Şafak söktüğünde henüz yenik düşmemişti ve boğuşma ancak Tanrı'nın onu kutsamayı kabul etmesi ile sona erdi. " ( yaşamın zorluklarının Tanrı'nın meydan okuması olduğu ve bunları hakkı ile göğüslersek bizden razı olunacağına dair sembolik bir öykü )

" Düşman kendi gücümüzü ortaya koyabilmek için bir araçtan başka bir şey değildir. "

" Öyle anlar olur ki Tanrı bizi itaat etmeye zorlar . Ama öyle anlar da vardır ki , bizim irademizi sınamak ister ve önümüze engeller çıkararak O'na olan sevgimizi ölçmek ister . Akbar'ın surları yerle bir olduğunda , O'nun iradesinin böyle bir kanıtını gördük. Yıkılan duvarlar ufkumuzu açtı, ve her birimizin teker teker neler yapabileceğimizi görmemizi sağladı. Yaşam hakkında düşünmeyi bırakıp , onu yaşamaya karar verdik. Bu kararımız iyi bir sonuç verdi. "

" Kendimizi kendi varlığımıza o kadar çok vermiştik ki onun sözlerini okumuyorduk .

- O sözler nerede yazıyor peki ?

-Çevreni saran dünyada . Yaşamında olup bitene gözünü açıp bakman yeterli ; bunu yapacak olursan , O'nun gizlediği sözlerini ve iradesini günün her anında her yerde keşfedebilirsin . O'nun istediğini yapmaya çalış, bu dünyada bulunmamızın tek sebebidir."

" İnsanın yaşamının bir aşamasının ne zaman bittiğini her zaman bilmesi gerekir. Bir yerde, gerekli olandan daha uzun zaman kalmakta diretirsen , sevincini ve huzurunu yitirirsin. Ve doğru yola Tanrı tarafından döndürülme tehlikesi ile karşı karşıya kalırsın " ( bir şehrin yıkılması gibi afetler kast ediliyor )

1 Mayıs 2011 Pazar

Zahir - Paulo Coelho

Coelhodan okuduğum 8. ya da 9. kitap. En son yazılanın en yetkin eser olması beklenir , ama beni hayal kırıklığına uğratan tek kitap oldu. Yazar bilgelik yolunu kaybetmesi ile başlıyor hikayeye , sonra yoluna yeniden kavuştuğunu ilan ederek bitiriyor . Ancak kitap bittiğinde veli mi deli mi sorusu oluştu bende. Hilal adı ile sunulan Türk kızının da portresini hiç beğenmedim , arsız , yalancı, hedefe ulaşmak için herşeyi yapan , derdi ünlü yazarı kafeslemek olan , dengesiz bir karakter. Ceolhonun durumu ne kadar zor, insanlardan gelen sevgi ve hayranlığın ne kadarı gerçek ne kadarı sahte , ortada kendisi üzerinden edinebilecekleri bunca menfaat varken anlaması ne zor . Bu derece büyük bir maddi menfaat için içinde felsefe geçen , aşk geçen, ilahi sırlar geçen nice piyesi durmadan sergiliyor insanlar.

Alıntılarım : Razı ol ki senden razı olunsun

Sırf tecrübelerine dayanarak ilerlediğinde yeni sorunlara karşı eski çözümler getirmiş olursun

İnsan karşısındakini yaraladığında kendisini de yaralamış olur . Karşındakine zarar vermemek için saldırganlığını dizginlemek ise Huzur yolu demektir.

Tanrıyı yaralayamayacağımıza göre ruhu da yaralayamayız.Fakat belleğimizin esiriyiz , işte bu yüzden mutlu olmak için hiçbir eksiğimiz olmasa bile hayatımız mihnet içindedir.

İnsan acı eşiğini aşınca ruh güçlenir. Günlük hayatın arzuları anlamını kaybeder ve kişi arınır. Azabın kaynağı arzudur, acı değil.

Meselesi olmayan bir hayatın kimseye faydası yoktur.

Gerçek bilgelik yaptığımız basit şeylere saygı duymasını bilmektir , çümkü muhtaç olduğumuz yere bizi onlar götürür.

Bilgisayarın içinde fotoğraflar, sözler , resimler, dünyaya açılan bir pencere var sanıyoruz. Ama aslında bilgisayarda gördüklerimizin hepsinin arkasında dizi dizi o lar ve 1ler var. Programcılar bunlara ikilik sayı sistemi diyor . Biz de aynı şekilde gözle görülür bir gerçeklik yaratmak zorundayız , yoksa insan soyu yırtıcıların elinde asla sağ kalamazdı. Bilgisayarlardaki gibi bellek diye bir şey icat etmişiz . Belleğin görevi bizi tehlikeden korumaktır ,o olmasa toplum içinde yaşayamaz , karnımızı doyuramaz , büyüyemez , ileriki kuşaklara öğrendiklerimizi aktaramayız. Fakat bellek hayatın özü değildir.

Elif - Paulo Coelho

Coelhodan okuduğum 8. ya da 9. kitap. En son yazılanın en yetkin eser olması beklenir , ama beni hayal kırıklığına uğratan tek kitap oldu. Yazar bilgelik yolunu kaybetmesi ile başlıyor hikayeye , sonra yoluna yeniden kavuştuğunu ilan ederek bitiriyor . Kitap bittiğinde veli mi deli mi sorusu oluştu bende. Hilal adı ile sunulan Türk kızının da portresini hiç beğenmedim , arsız , yalancı, hedefe ulaşmak için herşeyi yapan , derdi ünlü yazarı kafeslemek olan , dengesiz bir karakter. Ceolhonun durumu ne kadar zor, insanlardan gelen sevgi ve hayranlığın ne kadarı gerçek ne kadarı sahte , ortada kendisi üzerinden edinebilecekleri bunca menfaat varken anlaması ne zor . Bu derece büyük bir maddi menfaat için içinde felsefe geçen , aşk geçen, ilahi sırlar geçen nice piyesi durmadan sergiliyor insanlar.

Alıntılarım : Razı ol ki senden razı olunsun

Sırf tecrübelerine dayanarak ilerlediğinde yeni sorunlara karşı eski çözümler getirmiş olursun

İnsan karşısındakini yaraladığında kendisini de yaralamış olur . Karşındakine zarar vermemek için saldırganlığını dizginlemek ise Huzur yolu demektir.

Tanrıyı yaralayamayacağımıza göre ruhu da yaralayamayız.Fakat belleğimizin esiriyiz , işte bu yüzden mutlu olmak için hiçbir eksiğimiz olmasa bile hayatımız mihnet içindedir.

İnsan acı eşiğini aşınca ruh güçlenir. Günlük hayatın arzuları anlamını kaybeder ve kişi arınır. Azabın kaynağı arzudur, acı değil.

Meselesi olmayan bir hayatın kimseye faydası yoktur.

Gerçek bilgelik yaptığımız basit şeylere saygı duymasını bilmektir , çümkü muhtaç olduğumuz yere bizi onlar götürür.

Bilgisayarın içinde fotoğraflar, sözler , resimler, dünyaya açılan bir pencere var sanıyoruz. Ama aslında bilgisayarda gördüklerimizin hepsinin arkasında dizi dizi o lar ve 1ler var. Programcılar bunlara ikilik sayı sistemi diyor . Biz de aynı şekilde gözle görülür bir gerçeklik yaratmak zorundayız , yoksa insan soyu yırtıcıların elinde asla sağ kalamazdı. Bilgisayarlardaki gibi bellek diye bir şey icat etmişiz . Belleğin görevi bizi tehlikeden korumaktır ,o olmasa toplum içinde yaşayamaz , karnımızı doyuramaz , büyüyemez , ileriki kuşaklara öğrendiklerimizi aktaramayız. Fakat bellek hayatın özü değildir.

Küçük Prens- Saint Exupery

Bu kitabın linki de burada

Küçük Prens- Saint Exupery

Bu kitabın linki de burada

Farkındalığın Işığı - Krishna Murti

Blogger kapatılınca başka bloga aktardığım yazıları buraya geri almanın bir yolunu buldum.