Bir yazarın bütün eserlerini okumayı severim..Orhan Pamuk 10 yıl öncesinde "bütün kitaplarını " okuduğum bir yazardı . Dönüp baktım , kimini unutmuşum , yeniler içinde atladıklarım da var. Tamamlasam fena olmaz .
Eskiden daha iyi yazdığını düşünerek , eskilerden biri ile başlıyorum .
***
Kitap bitti notları - 24 Nisan
Yanılmamışım ..yıllar öncesinden hayal meyal aklımda kalmış bu hikaye son romandan daha güzel.
Birilerinin zengin tarihine yaslanıp öyküler yazmasından daha doğal ne olabilir. Bu öykü böyle bir öykü..hatta masal.
Masalın içinde sosyoloji , psikoloji , hatta politika yok mu var . Orhan Pamuk besbelli özlüyor eskiyi. Ya da yazarken özlüyordu. Karakterlerine Osmanlı'nın yıkılacağını öngördürürken gelecekteki insanları korkunç olarak nitelemesi bugüne güzel bir eleştiri.
" Yıkımdan imparatorluğun elindeki ülkeleri birbir kaybetmesini mi anlıyorduk? Haritalarımızı masanın üzerine yayar, önce hangi ülkenin, sonra hangi dağlarla hangi nehirlerin elden çıkacağını hüzünle saptardık. Yoksa, yıkım, insanların ve inançların farkına varmadan değişmesi anlamına mı geliyordu? Bütün İstanbulluların bir sabah sıcak yataklarından başka birer insan olarak kalktıklarını düşlerdik; elbiselerini nasıl giyeceklerini bilemiyorlar, minarelerin neye yaradığını hatırlamıyorlardı. Belki de yıkım, ötekilerin üstünlüğünü görerek onlara benzemeye çalışmak demekti: O zaman, bana Venedik'teki hayatımdan bir parça anlattırır, sonra, buradaki tanıdıklardan bazılarının başlarında şapkalar, ayaklarında pantolonlarla benim anılarımı yeniden yaşadıklarını düşlerdik."
Roman kahramanı , yazarın deyişi ile " gelecekteki o korkunç insanların, o korkunç dünyalarıyla oyalanabilmek, hayallerimin tadını çıkarmak için hikâyeler yazıyor "
Bunu yapanın aslında yazar olduğu ne açık.
Son bölümü özellikle ilginç buldum . Şimdiye kadar yazdığı hikayeyi neden ve nasılı ile açıklayan bir yazar görmemiştim . Amatör heyecanına mı vermeli ? artık O da açıklama yapmayanlar arasına katıldı. Buna Masumiyet müzesi ile ilgili bir ropörtajında şahit oldum.
Bu öykü için ise Orhan Pamuk sanki kendisine hırsız demelerinden endişelenir gibi zihninin bohçasını yerlere seriyor ..şu konuyu şurdan esinlendim , şunu da şurdan , siz sormadan söyleyeyim şeklinde : )
Kütüphaneden ödünç aldığım Beyaz Kale'nin bu son kısımları ne düşündüğünü bilemediğim biri tarafından yırtılmış. Neyse ki internette aradım buldum , yoksa kitap benim için hep eksik kalacaktı .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder