Dünya eğer en derinlerinde matematik ise o zaman matematik hiç bir zaman parçalanamayan bir analojidir ( John Barrow )
Bunun doğru olması hoş olurdu diyor , Ian Steward ; fakat daha az mistik , daha az tutucu , ve muhtemelen daha az ikna edici farklı bir açıklama daha var ; Differansiyel denklemler de saatler de "aletler"dir. Doğa her zaman senin düşündüğünden daha derin , daha zengin ,daha ilginçtir ve matematik sana bunu anlaman için çok güçlü bir yol sunar.
Stweard bilinemezci tutumunu açıklamak adına dahi olsa Tanrı'yı matematik bilimini anlattığı kitabının dışında tutmamış.
Matematiğin felsefe ile , fizik ile, biyoloji ile , aslında hemen her şey ile ilgilerini bulabiliyoruz sayfalar içinde. Bazı teoremleri anlamak için altyapım yeterli olmasa da genel hatları anlamak için gayret sarf ettim ve bana yabancı olan kavramları ders çalışırcasına araştırdım .
Algoritma, atarca , dört renk önermesi , notasyon , anoloji, topoloji , belit, okurken tanıştığım kelimelerden sadece bir kaçı .
Bunun dışında gök kuşaklarının kişiye özel olduğunu öğrendim. Gördüğümüz gökkuşakları farklı yağmur damlalarından oluşur ( muş ) Gözlerimiz farklı yerlerde olduğu için farklı damlaların oluşturduğu farklı konileri görürüyor ( muşuz ) .
Bilgilerin elektrik aracılığı ile taşınması çoktandır alıştığımız bir fikirdi ama bu verilerin ancak küçük bir kısmının gerçekten iletildiğini okumak ilgimi çekti. Steward bu konuda , " telekominikasyon hatlarındaki yoğunluk sebebi ile her görüşme binlerce küçük parçalara ayrılır, ve aslında her yüz parçadan sadece biri gerçekte iletililir. Diğer uçta , kaybolan 99 parça boşluklar mümkün olduğunca düzgün bir biçimde tamamlanarak yeniden oluşturulur. " diyor.
Pioneer ve Voyager uzay araçları herhangi bir yabancı ırkla bir gün karşılaşırlarsa diye , insanların oluşturduğu şifreli mesajları taşıyormuş. Pioneer aracı, hidrojen atomunun şeması , güneşimizin yerini gösteren yakındaki atarcaların bir şeması , ölçek olması açısından uzay aracının taslağının önünde duran çıplak bir erkek ve kadın ve yaşadığımız gezegeni göstermek için güneş sisteminin bulunduğu bir levha taşımış. İki voyager aracı ise , ses , müzik ve bilimsel görüntülerin bulunduğu kayıtları taşıyormuş.
Kitabın matematik felsefesi bölümünde Platon’a rastlamak mümkün. Yaklaşık 2500 yıl önce yaşamış birinin fikirlerinin hala böyle canlı olabilmesi ve bütün bilim dallarında kendinden söz ettirmesi ne ilginç ve ne güzel bir başarıdır.
Aşka dahi isim veren Platon’un adının anlamı hayli ilginç ; geniş göğüslü demekmiş Platon , geniş omuzları ve atletik yapısı nedeni ile Platon olarak tanınmış. Bizim bildiğimiz Eflatun ismi ise Arapça’dan geliyor. Eflatun rengi Roma/Bizans dünyasında soyluluk ve otorite simgesi olduğu için Arapça'da filozof Eflatun'a atfedilmiş.
Platonun adı ile ilgili detayları Stewart'tan değil onun yazılarının çağrıştırdığı araştırma okumalarımı yaparken buldum . İyi bir öğretmen insana kendi yazmadıklarını da okutan kişi olmalı : ) ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder