Okuduğum kitapları satın alıyor olsaydım acaba aylar, günler içinde buraya not düştüğüm isimler hangileri olurdu ? Örnek Elif Şafak'tan okumak isteyeceğim kitap Bit Palas yerine Pinhan olacaktı şüphesiz. Bit Palas'ın kapağındaki beyaz danteller üzerinde yürüyen hamamböceği ne kadar ilginç dursa da ben tercihimi iki hecelik Pinhan kelimesinde bulduğum derinlikten yana kullanacaktım. Ve kimbilir geçmiş aylar boyunca okumuş olduğum diğer kitapların yerine başka neler tercih ederdim. Sınırlı seçenekler arasındaki seçimlerin zoraki bir yanı olsa da , okumayı aklıma dahi getirmeyeceğim kitaplarla tanıştırdığı ve onlardan pek çok bilgi ve estetik süzebildiğim için güzel.
Bit Palas'ı okurken bir değil on roman okumuş kadar oluyor insan. Çünkü öykü dıştan bir nar gibi derli toplu görünse de içinde onlarca tanenin benzerlik ve farklılıkları ile biçimleniyor. Bir roman okumak bir yaşam kesitine ortak olmak ise , bu romanda ortak olunacak birden fazla hikaye , içlerinden biri ya da ta kendisi olabildiğimiz karakterlerden yine birden fazla ( bolca ) var.
Bambaşka kişilerin bambaşka yaşamlarını ortak bir mekan ve koku ile bir araya toplayan "apartman roman" aslında hiç bir mekanın , hiç bir kokunun ve hiç bir şeyin farklılıklarımızı eritmeye yetmeyeceğini haykırdı bana . Hepimiz aynı suya farklı renk veren tabletler gibiyiz ve belki de görünürde farklı olan renklerimiz özünde aynılıktan başka bir şey değildir ama dışarıdan bakmak istersek bu renk karmaşasını görmezden gelmek olmaz.
Şafak'ın öykülerinde en sevdiğim özellikler hayalgücü ve felsefe. Satır aralarına sıkıştırdığı örtülü anlamları , herkesin kendince anlayacağı "sır"ları seviyorum.
İnsan olmaya dair hallerin bir çoğunu güzellikle anlatmış. Ellerine sağlık ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder