1 Eylül 2009 Salı

Amat -İhsan Oktay Anar

Amat’a en az üç kez bakmak gerek. İlk bakış bize , onun dili ve dokusu ile eski masallara öykünen bir roman olduğunu söyler . İkincisi zamanının döngüsel kurulumu ile özgünleştiğini görür. Üçüncü bakış Amat sözcüğünü hakikat olarak tercüme edip hayat ve hakikat hakkında anlattığını görmeye çalışır. Öykü içinde adı geçen İbni Parmen ( Parmenides ) ve Pisagor'un fikirlerini, sonsuzluğu , ölümü ve hayatı bir de bu öykü ile yorumlar. Bu üçüncü bakış Amat’ı hakikat içinde bir düş olmaktan bir düş içinde hakikat ‘e çevirebilir ; bakan göze ve yüklenen anlama bağlı olarak. Kitapta Süleymanın peşine düştüğü sırdır hakikat , sufi düşüncesine göre hakikate ermeyen kişiler "hayvanlar gibi ölüp gitmeye " mahkumdur . Oysa fasit daire haline gelmiş ömürleri içinde düşten uyanmayı başarmaları gerekir. Bu mesajı almak ya da düşsel geminin hakikatine ( Amat'ın A harfine ) bir gülle atıp onu mat'a ( ölüme) çevirmekte özgürdür okurlar..yazarın düşsel denizine bıraktığı gemiye, her bakış , başka bir rota çizecektir ne de olsa..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder