Ümit'in masal kitabında "kerevete çıkma" bölümünde yazdığı bir içten bir temenni ilgimi çekmişti ; " Yasalardan sevgi , saygı ve adaleti dışlayan tüm maddeler çıkarılmış. Hapishaneler kapanmış , bütün cezalar kaldırılmış " ...
Bu aykırı fikri samimi bir hayal içinde savunabilmek için nasıl bir sebebi var diye düşünüyordum ki , Kavim'in ilk bölümünde aradığım yanıtı buldum . Yazara göre "insan denen yaratığı kötülükten uzak tutabilecek ne bir güç vardır ne de bir yasa " .
O halde bırakalım gönüllerince, doyasıya suç işlesinler , vakitlerini çalmayalım mı diyor Ümit ? onun ütopyası toplum için büyük ihtimal bir kabus olurdu ...ve sırf bunu farzederek bile onun kitaplarından daha sürükleyici ve zengin suç hikayeleri hayal edilebilir..
Kavim'e gelince Sezarın hakkını Sezara , Ümitin hakkını Ümite verelim , fena roman olmamış. Anadolu kültüründen faydalanması güzel.Kendinin de satır aralarında kabul ettiği üzere bu topraklar bir yazara kullanmakla bitiremeyeceği denli zengin malzeme veriyor .Kullanmamak israf olur.
Kurgu da fena sayılmaz . Öykülere ben gibi alışkın zihinleri şaşırtabilmek artık çok güçleşti ,okurken ya da film izlerken şaşırmamaya alıştığım gibi , sonunu bilerek okumaya da devam ediyorum , sanırım genel durum bu ki kurguları ile insanları şaşırtabilmek isteyen yazarlar bunu başarabilmek için bütün illiyet bağlarını ve mantık örgüsünü paramparça ediyorlar. Zihinlerin istediği bilmece çözmek , onların yaptığı ise kuramadıkları ilginç bilmeceyi oyuncağını kıran bir çocuk gibi parçalayarak işte sürpriz demek. Neyse ki Ümit için bunu söylemek mümkün değil. Her ne kadar tahmin edilemez değilse de eli yüzü düzgün bir öykü.
İnsana ne verirsen ver fazlasını istermiş , ben de hem böyle düzgün mantık bağları olsa hem de sonunda çok şaşırsam ne güzel olur demekten alıkoyamadım kendimi : ) ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder