11 Ekim 2009 Pazar

Şeytan ve genç kadın - Paulo Coelho

“Vaatlere inanmamalısınız. Dünya vaat doludur ; zenginlik , günahlardan kurtuluş , bitmeyen aşk. Her şeyi vaat edebileceklerine inanan insanlar vardır. Kimileri de -sizin gibi – kendilerine güzel günler vaat eden her şeye gözü kapalı inanırlar. Bir şey vaat edip sözlerini tutmayanlar sonunda kendilerini güçsüz ve öfkeli hissederler. Aynı şey vaatlere gözü kapalı inanan insanlar için de geçerlidir. “

“Herkes ne kadar kibirli , saf ve koyun gibi. Hiç kimse inanmaya alışmadığı şeylere inanmıyor. Herkes Tanrı’dan korkuyor. Hayatlarını değiştirme fırsatı çıktığı anda herkes – Chantal da – korkaklık ediyor. Oysa “iyilik” diye bir şey yoktur , ne korkakların yaşadığı yeryüzünde , ne de bizi kötülükten korusun diye ömür boyu kendisine yalvarabilmemiz için dünyayı düşüncesizce ıstırapla dolduran Tanrı’nın cennetinde. “

“ İnsanlar her şeyin değişmesini ister , hem de her şeyin hiç değişmeden sürüp gitmesini. “

“ Ötekiler hayatı “ saçma bir yarış “ olarak niteledikleri ve korkularını yüce gönüllülük sandıkları için korkaklığının farkına varan tek kişi Chantal olmuştu. “

“İyi yürekli adam rolü oynamak , yalnızca hayatta tavır almaktan korkanlara özgü bir şeydir. İnsanın , kendini iyi olduğuna inanması , başkalarına karşı çıkmaktan ve haklarını savunmak için savaşmaktan çok daha kolaydır. Üzerimize atılan taş bize isabet etmemiş gibi yapabiliriz , ama geceleri odamızda yalnız kaldığımızda , odamızı paylaştığımız karımız , kocamız ya da okul arkadaşımız uykuya daldığında -korkaklığımıza sessizce ağlarız. “



Din felsefesinin kadim sorunlarından biri ; iyilik ve kötülük.. Coelho bize konu hakkında söylenegelmiş ne varsa açıyor..özellikle de insanın özünün kötü olduğu iddiasını...

Dine bakışta kendimce ilginç noktalar yakaladım alegoriler içinden ..mesela caydırıcı bir unsur ( köy meydanında hep hazır bekleyen bir darağacı ) olmadıkça , toplumsal düzenin korunmasında güçlükler yaşanması . Dini suçların ( hırsızlık, öldürme, zina , ..) genelde topluma karşı işlenişinden hareketle , dar ağacının yerini her daim hazır bekleyen bir “cehennem “ fikrinin doldurmasının da toplumsal bir gereklilik olduğu düşünülebilir....ölüler toprağın altına gömüldüğü için ölüm ülkesinin karanlık , volkanlardan zaman zaman püsküren lavlar ile yer dibinde ateş bulunduğu bilindiği için cehenennem ateş barındıran bir ceza ülkesi olarak tasavvur edilmiş diyor bu tezlerden biri. Bu hali ile pek de mantıksız görünmüyor.

Leonordo Da Vincinin son yemek tablosunda Yahuda modeli olarak resmettiği ( kötülüğün timsali ) sarhoşun , hayatının bir döneminde ( işleri yolunda iken ) , kendisine aynı tabloda Mesih için ( iyiliğin timsali ) poz teklif edildiğini söylemesi de oldukça çarpıcı bir iç hikaye. Buradan yola çıkarak kötü ve iyinin yüzü aynıdır , ne zaman karşınıza çıktıklarına bağlı olarak ,diyor Coelho.

İlgimi çeken bir başka nokta normalde pek dindar olmayan köy halkının , bir suç işlemeye karar verip bunu bir şekilde mantığa bürümek istedikleri zaman kiliseye akın etmeleri..din ( diğer pek çok sebep gibi ) insanlara kötü olmanın bir bahenesini sunabiliyor istendiğinde .Özellikle hristiyanlıkta sanırım bu daha kolay , çünkü doğuştan asli günah diye bir kavram var .

Tanrı böyle olmasını istiyor - istedi , O böyle buyurmuş , vs. vs ..Tanrı adına söylenen her şey tartışmasız kabul edildiği için , anında bir kötülüğü aklayabilir, kötü oluşundan duyduğu vicdan azabını , dine uyuyor olmanın vicdan rahatlığına çevirebilir kişi. Çoğu zaman bir kılıfa uydurma söz konusu olan . Ve inancında samimi olanların , insanın kendi kendine oynadığı bu oyunlardan haberdar olması gerekiyor. Ne de olsa benlik kişiye yaptığını güzel gösterir .

Coelho şeytan senin beyninin içinde , aklının sağ yarısında akıl ve mantığın yaşadığı yerde diyor. Ben insanların melek ve şeytanlarını içlerinde gezdirdiklerine , dahası bunların kişinin bizzat kendisi olduğuna inanırım. Eli çatallı , boynuzlu bir yaratığın arkasına sığınmaya gerek yok..kötü bir iş yapılıyorsa bunu insan yapıyor ..ve iyi işleri de ..

Kötülüğün kendini bilmemekle ilgisi çok ..öykümüzde bu “yabancı”nın hayatta uğramış olduğu haksızlığın acısını diğer insanlara yansıtmak istemesi ile veriliyor.Bu kişi , insanların özünün kötü olduğunu ispatlayabilirse , kendi başına gelenler zaten beklenebilecek tek şey olduğundan acısı dinecektir. Kendisine yardımcı olması için seçtiği köylü kadın yabancıya , insanın kötülüğünün herkeste bulunduğunu ispatladığında bunun aynı zamanda Allah’ın adil olduğunun ispatı da olacağını söylüyor. Adalet kavramının kötülük üzerinden Tanrıya varması oldukça ilginç. Hikayedeki şeytanlar insanın kötülüğünün kendilerine yol vereceği hesabını yaparken kötülüğün insanlara eşit dağıtıldığı fikri Tanrıya yaklaşmasını sağlıyor yabancının . Kötülüğü açığa çıkaracak koşulları eli ile kurmuş olmasına karşın , içten içe insanların kendilerine sunduğu tercihler içinden iyi olanı seçeceği ümidini besliyor yabancı. Hikayenin bilgesi kötülükten iyilik çıkmaz diyerek reddediyor bu fikri. Keza Pederin , “Tanrı kötüye alet olarak iyiliğin değerini göstermemi istiyor “ sözleri de aynı yanıtı alıyor ; Sen ve yabancı aynısınız ..kendinize yapılan kötülük ile zehirlendiniz , kötülükten iyilik çıkacağını söylemeyin çünkü çıkmaz.

Chantal bir Japon dövüş sanatı kitabında rakibini zayıf düşürmek isteyen kişi onu , kendisinin onun tarafında olduğuna ikna eder diye okuyor öyküde. Kötülük de akıllı bir rakip gibi kendini iyiliğe ulaşmakta bir araç şeklinde gösterebilir bazen.

Bilinmesi gereken yeteri kadar kışkırtıldıklarında bütün insanların kötü olabileceği ve bunun iyiye çevrilmesinin ancak kışkırtan sebebin ortaya kalkması ile mümkün olabileceği..Bir kişinin bunu fark etmesi yetiyor ve içlerinden birini öldürmeleri karşılığında kazanacakları külçe altınları bir sorun yaşamadan paraya dönüştüremeyeceklerini söyleyerek ikna ediyor insanları. Buradan iyilik ve kötülüğün mücadelesinin ancak koşullara müdahale edilerek yapılabileceği, insanın bizatihi kendinin , dininin , içinde bulunduğu toplumun iyilik ya da kötülüğe referans oluşturamayacağı , kişi iyi ya da kötü konusunda seçimini yapmış ise bunu her türlü dini , etik , toplumsal boyutta mantığa bürüyecek gerekçeler bulabileceği sonuçlarına varılabilir.

Bir tek insan kötülüğü ortaya çıkararak bir köyü lanetleyebilir ve yine ona karşı çıkacak cesaret ve basireti bulunan bir tek kişi bu sonucu tersine çevirebilir.

İnsan özünde iyi midir yoksa kötü mü sorusunun cevabı Ahab ve Savinus’un yani haydut ve Azizin her ikisinin de insan olmasıdır ..konu bir irade ve karar sorunudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder